Saçını tıraş edersen, tekrar daha kalın uzayacaktır.
 - If you shave your hair, it will grow back thicker.
Omurgasızların hiçbir omurgası veya bel kemiği yoktur.
 - Invertebrates have no backbone or spinal column.
Leyla sıkı bir dini geçmişten geliyor.
 - Layla comes from a strict religious background.
Mütevazı bir geçmişten geliyorum.
 - I come from a humble background.
Tom geçmişe seyahat etti.
 - Tom traveled back in time.
Zamanda geçmişe seyahat etmenin imkansız olduğu düşünülüyor.
 - It is considered impossible to travel back to the past.
Önceki gece partiden geç dönmeme rağmen sabah bir papatya kadar dinçtim.
 - Although I came back late from the party last night, I was as fresh as a daisy in the morning.
Ne zaman döndün? Ben önceki gün geri döndüm.
 - When did you return? I came back the day before yesterday.
Hayatında geriye baktığında, o derin üzüntü duymuştur.
 - She regretted deeply when she looked back on her life.
Bir depremde, yer yukarı ve aşağı ya da geriye ve ileriye sallanabilir.
 - In an earthquake, the ground can shake up and down, or back and forth.
Onun öğle yemeğinden önce geri gelmesini bekliyorum.
 - I expect her to come back before lunch.
Sen gelmeden önce ben zaten çıkmıştım.
 - By the time you came back, I'd already left.
Tom şimdi sözünden dönemez.
 - Tom can't back down now.
Jane asla sözünden dönmez.
 - Jane never backs down.
Resmimizi arkadaki heykelle çektirelim, değil mi?
 - Let's have our picture taken with the statue in the back, shall we?