Rakibini sert bir biçimde eleştirdi.
- He criticized his rival severely.
Onlar Almanya'yı sert bir biçimde cezalandıracak bir antlaşma talep ettiler.
- They demanded a treaty that would punish Germany severely.
İnsanlar, inşaatı sırasında Eyfel Kulesi'ni şiddetle eleştirdiler.
- People severely criticized the Eiffel Tower during its construction.
Yer fıstığına şiddetle alerjim var.
- I'm severely allergic to peanuts.
Öğretmen öğrencileri ciddi olarak azarladı.
- The teacher scolded his students severely.
Bu skandal, şirketimizin kamuoyundaki imajına ciddi olarak zarar verdi.
- This scandal has severely damaged the public image of our company.
Onu ağır bir biçimde cezalandırmalıyız.
- We must punish him severely.
Tom, polis tarafından ağır biçimde dövüldü.
- Tom was severely beaten by the police.
Dan cezaevi gardiyanları tarafından ciddi bir şekilde dövüldü.
- Dan was severely beaten by prison guards.
Bu gemi yolculuğundaki yiyecek beni ciddi bir şekilde kabız etti.
- The food on this cruise made me severely constipated.