işçiler

listen to the pronunciation of işçiler
Türkisch - Englisch
shop floor
workpeople
workers

Many of the workers died of hunger. - İşçilerin çoğu açlıktan öldüler.

Workers are taking a financial beating in the employment crisis. - İşçiler iş krizinde mali yenilgi alıyorlar.

(Ticaret) labour
(Ticaret) wage earners
shopfloor
shop floor workers
employees

The employees are paid biweekly. - İşçilere iki haftada bir ödeme yapılır.

Our employees are working around the clock to fix the damage caused by the ice storm. - İşçilerimiz buz fırtınasının neden olduğu hasarı onarmak için gece gündüz çalışıyorlar.

workfolk
işçi
employee

They consider him their best employee. - Onu en iyi işçileri olarak düşünüyorlar.

The outraged employee resigned at once. - Çileden çıkan işçi derhal istifa etti.

işçi
worker

As businesses failed, workers lost their jobs. - İşler başarısız sonuçlanınca işçiler işlerini kaybettiler.

Many of the workers died of hunger. - İşçilerin çoğu açlıktan öldüler.

işçi
workman

These devices are distinguished by particularly high-quality workmanship. - Bu cihazlar özellikle yüksek kaliteli işçilikle ayırt edilir.

The workman died from the explosion. - İşçi patlamadan dolayı öldü.

işçi
{i} man

He also needs many workers. - Onun ayrıca çok sayıda işçiye ihtiyacı var.

It's important to unite as many workers as possible. - Mümkün olduğunca çok sayıda işçiyi bir araya getirmek önemlidir.

işçi
laborer

We saw laborers blasting rocks. - Kayaları patlatan işçiler gördük.

The laborers are murmuring against their working conditions. - İşçiler çalışma şartlarına karşı söyleniyorlar.

işçi
roustabout
işçi
working man
işçi
{i} workingman
işçi
workpeople
işçi
operative
mavi yakalı işçiler
(Ticaret) blue-collar workers
misafir işçiler
(Ticaret) guest workers
işçi
mechanical man
işçi
proletarian
işçi
peon
işçi
Labour
işçi
labourer

He's a labourer on a riverboat. - O bir nehir botunda bir işçidir.

işçi
hand

Tom is a real handyman. - Tom gerçek bir becerikli işçi.

Tom used to be our handyman. - Tom bizim hünerli işçimizdi.

işçi
workmen

I got dressed early, but the workmen have not yet arrived. - Ben erken giyindim ama işçiler henüz gelmedi.

The workmen were climbing up and down the ladder. - İşçiler merdivenden yukarı aşağı iniyorlardı.

Göçmen İşçiler Sosyal Sigortası için Danışma Komitesi
(Hukuk) Advisory Committee on Social Security for Migrant Workers
erkek işçiler
male employees
grevciler yerine çalışan işçiler
scab labor
göçmen işçiler
(Hukuk) migrant workers
işçi
worker, workman, employee, labourer, laborer
işçi
soldier
işçi
prole
işçi
worker; workman
işçi
slang trickster; cardsharp
işçi
labourer [Brit.]
işçi
oar
işçi
wright
kaçak işçiler
(Hukuk) clandestine workers, illegal workers
profesyonel işçiler
professional employees
vasıfsız işçiler
the unskilled labor
yasa dışı işçiler
(Hukuk) illegal workers
yılgın işçiler
(Ticaret) discouraged workers
Türkisch - Türkisch

Definition von işçiler im Türkisch Türkisch wörterbuch

işçi
Başkasının yararına bedenini, kafa gücünü veya el becerisini kullanarak ücretle çalışan kimse: "Gazetelere daha ziyade biz işçiler sahiptik."- H. C. Yalçın
işçi
Başkasının yararına bedenini, kafa gücünü veya el uzluğunu kullanarak ücretle çalışan kimse
işçi
Toplu olarak yaşayan böceklerde üreme yeteneğinde olmayan, topluluğun işlerini gören dişi veya erkek