hikmetle

listen to the pronunciation of hikmetle
Englisch - Englisch

Definition von hikmetle im Englisch Englisch wörterbuch

Hikmet
{i} Nazim Hikmet (1902-63) modern Turkish poet, advocate of Marxism and member of the Turkish Communist party
Türkisch - Türkisch

Definition von hikmetle im Türkisch Türkisch wörterbuch

HİKMET
(Osmanlı Dönemi) Herkesin bilmediği gizli sebeb. Kâinattaki ve yaradılıştaki İlâhî gaye
Hikmet
(Osmanlı Dönemi) FITNAT
HİKMET
(Osmanlı Dönemi) Bilinmeyen nokta. İlim, adâlet ve hilimin birleşmesinden doğan değerli sıfat
HİKMET
(Osmanlı Dönemi) İnsanın, mevcudatın hakikatlerini bilip hayırlı işleri yapmak sıfatı. Hakîmlik. Eşyanın ahvâlinden, hârici ve bâtini keyfiyetlerinden bahseden ilim. (Buna İlm-i Hikmet deniyor)
HİKMET
(Osmanlı Dönemi) Sır
HİKMET
(Osmanlı Dönemi) Ahlâka ve hakikata faydalı kısa söz
HİKMET
(Osmanlı Dönemi) Kuvve-i akliyenin vasat mertebesidir. Hakkı hak bilip imtisal etmek, batılı batıl bilip içtinab etmektir
HİKMET
(Osmanlı Dönemi) Allah'a itaat, fıkıh ve
hikmet
Sebep, gizli sebep
hikmet
Sebep, gizli sebep: "Ben artık korkmuyorum her şeyde bir hikmet var / Gecenin sonu seher, kışın sonunda bahar."- Z. O. Saba
hikmet
Bilgelik
hikmet
Tanrı'nın insanlarca anlaşılamayan amacı
hikmet
Felsefe
hikmet
Tanrı'nın insanlarca anlaşılamayan amacı. Özlü söz, vecize: "Biz bize benzeriz sözü ile millî hikmetlerimizin en doğrusunu söylemişiz."- F. R. Atay
hikmet
Dini ve tasavvufi halk şiirinde şairin anlayış ve sezgilerine göre din konularını işleyen şiirler
hikmet
Fizik
hikmet
(Osmanlı Dönemi) sebep, gâye, fayda, maslahat, sır, incelik
hikmet
Özlü söz, vecize
hikmetle
Favoriten