hence, ample; full; satisfactory; abundant

listen to the pronunciation of hence, ample; full; satisfactory; abundant
Englisch - Türkisch

Definition von hence, ample; full; satisfactory; abundant im Englisch Türkisch wörterbuch

wealthy
servet sahibi
wealthy
{s} varlıklı

Erken yatıp ve erken kalkmak, bir adamı sağlıklı, varlıklı ve bilge yapar. - Early to bed and early to rise, makes a man healthy, wealthy and wise.

O, oğlunu varlıklı bir adam yaptı. - He made his son a wealthy man.

wealthy
{s} zengin

Çok zengin olmanın hayalini kurardım. - I used to dream about becoming very wealthy.

Arkasında zengin bir destekleyicisi var. - He has a wealthy supporter behind him.

wealthy
wealthilyvarlıklı olarak
wealthy
wealthinesszenginlik
wealthy
paralı pullu
wealthy
variyetli
wealthy
bay

Varlıklı bir bayan olarak Leyla'nın yaşamı bir seraptı. - Layla's life as a wealthy lady was a mirage.

wealthy
{s} paralı
wealthy
{s} bol
Englisch - Englisch
wealthy