Herhangi birinin öyle bir şey söylediğini asla duymadım.
- Never have I heard anyone say a thing like that.
Tom bunu duydu ve kızdı.
- Tom heard this and got angry.
Onun başarısını duymaktan mutlu olduk.
- We were delighted to hear of his success.
Duyulmak için bağırmak zorunda kaldım.
- I had to shout in order to be heard.
Duyulmak için yeterince yüksek sesle konuşun.
- Speak loud enough to be heard.
Sorry buddy, I've never heard of you.
... So five years ago, the Galaxy had been heard of but I think ...
... JOHANNA WRIGHT: Now, I've heard of this one, Johnny ...