I had a speech ready.
- Hazırlıklı bir konuşma yaptım.
We ought to be ready for whatever comes.
- Ne gelirse gelsin hazırlıklı olmalıyız.
You must be prepared for an emergency.
- Acil bir durum için hazırlıklı olmalısın.
He went out prepared for rain.
- O, yağmur için hazırlıklı olarak dışarı çıktı.
How much money was saved in preparation for the summer vacation?
- Yaz tatiline hazırlık için ne kadar para biriktirildi?
Most students are doing preparation for the term examination.
- Çoğu öğrenciler dönem sınavı için hazırlık yapıyor.
We must make arrangements with them beforehand.
- Onlarla önceden hazırlıklar yapmalıyız.
Tom hadn't been prepared for that.
- Tom onun için hazırlıklı değildi.
He failed in the examination for lack of preparation.
- Hazırlık eksikliğinden sınavda başarısız oldu.
We must make arrangements with them beforehand.
- Onlarla önceden hazırlıklar yapmalıyız.