If my mother had still been alive, she would have helped me at that time.
- Annem hâlâ hayatta olsaydı, o zaman bana yardımcı olurdu.
If it hadn't been for you, he would still be alive.
- Sen olmasaydın, o hâlâ hayatta olacaktı.
Tom donated money to the Red Cross to help survivors of the earthquake.
- Tom depremden hayatta kalanlara yardım etmek için Kızıl haça para bağışladı.
Are there any survivors?
- Hiç hayatta kalan var mı?
You were lucky to survive the attack.
- Saldırıda hayatta kalmak için şanslıydınız.
We did what we had to to survive.
- Hayatta kalmak için yapmak zorunda olduğumuz şeyi yaptık.
I gave up all hope of survival.
- Bütün hayatta kalma umudundan vazgeçtim.
Adaptation is the key to survival.
- Adaptasyon hayatta kalmak için anahtardır.
We did what we had to to survive.
- Hayatta kalmak için yapmak zorunda olduğumuz şeyi yaptık.
You were lucky to survive the attack.
- Saldırıda hayatta kalmak için şanslıydınız.
She was living through her daughter.