having abundance

listen to the pronunciation of having abundance
Englisch - Türkisch

Definition von having abundance im Englisch Türkisch wörterbuch

wealthy
servet sahibi
wealthy
{s} varlıklı

Erken yatıp ve erken kalkmak, bir adamı sağlıklı, varlıklı ve bilge yapar. - Early to bed and early to rise, makes a man healthy, wealthy and wise.

Roosevelt, 1858 yılında New York'ta varlıklı bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. - Roosevelt was born to a wealthy family in New York City in 1858.

wealthy
{s} zengin

Çok zengin olmanın hayalini kurardım. - I used to dream about becoming very wealthy.

Arkasında zengin bir destekleyicisi var. - He has a wealthy supporter behind him.

wealthy
wealthilyvarlıklı olarak
wealthy
wealthinesszenginlik
wealthy
paralı pullu
wealthy
variyetli
wealthy
bay

Varlıklı bir bayan olarak Leyla'nın yaşamı bir seraptı. - Layla's life as a wealthy lady was a mirage.

wealthy
{s} paralı
wealthy
{s} bol
Englisch - Englisch
wealthy
having abundance

    Silbentrennung

    ha·ving a·bun·dance

    Türkische aussprache

    hävîng ıbʌndıns

    Aussprache

    /ˈhavəɴɢ əˈbəndəns/ /ˈhævɪŋ əˈbʌndəns/
Favoriten