Sami was completely unaware of the insatiable greed driving Layla.
- Sami, Leyla'yı yönlendiren tatmin edilemez hırstan tamamen habersizdi.
The earth can satisfy our needs but not our greed.
- Dünya ihtiyaçlarımızı tatmin edebilir ancak hırsımızı değil.
She is very intelligent and passionate.
- O çok zeki ve hırslı.
We defy our foes, for our passion makes us strong!
- Hırs bizi güçlü yaptığı için biz düşmanlarımıza meydan okuruz!
That politician is full of ambition.
- Bu politikacı hırs dolu.
Ambition drove him to murder.
- Hırs onu cinayete sürükledi.
She is an avid reader.
- O hırslı bir okuyucu.
Tom is an avid fisherman.
- Tom hırslı bir balıkçı.