Kabinenin her üyesi mevcuttu.
 - Every member of the cabinet was present.
Tom'un dışında herkes mevcuttu.
 - All but Tom were present.
Şu andaki hükümetin çok sayıda problemleri var.
 - The present government has many problems.
Onlar şu anda İngiltere'de büyük bir şirket için çalışıyorlar.
 - At present they are working for a big company in England.
Onun şimdiki yardımcısı Bayan Nokami'dir.
 - His present assistant is Miss Nokami.
Geçmişte değil, şimdiki zamanda yaşamalısın.
 - You must live in the present, not in the past.
Mary'ye iyi bir doğum günü hediyesi seçtik.
 - We chose Mary a good birthday present.
Büyükbabam bana bir doğum günü hediyesi verdi.
 - My grandfather gave me a birthday present.
Şimdiki zaman gibi zaman yok.
 - There's no time like the present.
Geçmişte değil, şimdiki zamanda yaşamalısın.
 - You must live in the present, not in the past.
Tom şu anki maaşından memnun değil.
 - Tom isn't content with his present salary.
O, şu anki maaşından memnun.
 - She is content with his present salary.
Tom bugünkü toplantıda hazır olacak.
 - Tom is going to be present at today's meeting.
Taoizm bugünkü Henan ilinde M.Ö. 604'te doğmuş bir pir olan Laozi'nin öğretileri üzerine kurulmuştur.
 - Taoism was founded on the teachings of Laozi, a sage born in 604 B.C. in present-day Henan Province.