gezide

listen to the pronunciation of gezide
Türkisch - Englisch
In trips
gezi
tour

The purpose of our trip is to visit friends and see some tourist spots. - Gezimizin amacı arkadaşları ziyaret etmek ve bazı turistik noktaları görmektir.

Do you have any sightseeing tours of this town? - Bu şehirle ilgili gezi turlarınız var mı?

gezi
travel

We're going to travel to Estonia at the beginning of next month. - Önümüzdeki ayın başında Estonya'ya geziye gideceğiz.

I will be traveling in Europe for two months. - İki aylığına Avrupa'yı geziyor olacağım.

gezi
trip

Their trip has been cancelled due to rain. - Yağmur nedeniyle onların gezisi ertelendi.

Some day we'll take a trip to India. - Bir gün biz Hindistan'a gezi yapacağız.

gezi
sightseeing

Tom went sightseeing. - Tom gezi turuna gitti.

Do you have any sightseeing tours of this town? - Bu şehirle ilgili gezi turlarınız var mı?

gezi
journey

We are going on a journey next month. - Gelecek ay geziye çıkıyoruz.

The object of the journey was to visit Grandma. - Gezinin amacı, büyükanneyi ziyaret etmekti.

gezi
excursion

We enjoyed the excursion very much. - Geziden çok hoşlandık.

Most students do the sights of Kyoto on their school excursion. - Çoğu öğrenci okul gezilerinde Kyoto'nun görülmeye değer yerlerini geziyorlar.

gezi
excursion, journey, tour, trip; outing, promenade, walk, ride
gezi
promenade, esplanade, place for strolling
gezi
locomotion
gezi
outing

They chartered a bus for the firm's outing. - Firmanın gezileri için bir otobüs kiraladılar.

It rains so often in the wet season that it's hard to plan outings. - Yağışlı mevsimde o kadar sık yağmur yağar ki gezintileri planlamak zordur.

gezi
promenade
gezi
itineration
gezi
walk

She walked around looking for him. - Onu arayarak etrafta gezindi.

The man walked around the corner. - Adam köşenin çevresinde gezindi.

gezi
parade
gezi
touring

Tom is touring with Mary's band. - Tom Mary'nin grubuyla geziyor.

Tom is still touring with Mary's band. - Tom hâlâ Mary'nin grubuyla geziyor.

gezi
esplanade
gezi
ride

Tom likes long bus rides. - Tom uzun otobüs gezintilerini seviyor.

Would you like a ride? - Bir gezinti ister misiniz?

gezi
(Bilgisayar) expedition

Some problems are expected on their expedition. - Onların keşif gezisinde bazı sorunlar bekleniyor.

He took part in the expedition. - O, keşif gezisine katıldı.

gezi
circuit
gezi
voyage
gezi
sıghtseeıng
gezi
excursion, outing; tour
gezi
{i} run
Türkisch - Türkisch

Definition von gezide im Türkisch Türkisch wörterbuch

GEZİDE
(Osmanlı Dönemi) f. Isırılmış, dişlenmi
Gezi
Gezilip hava alınacak yer
Gezi
Bu kumaştan yapılmış olan
Gezi
Gezmek, görmek, eğlenmek amacıyla yapılan yolculuk
Gezi
Pamuk ve ipekle karışık dokunmuş hareli kumaş: "Yalnız omuz başlarını örten, kısa yollu, gezi gibi yarı sert kumaştan, yakasız bir yaz ceketiydi."- R. H. Karay
Gezi
Gezinti yeri
Gezi
Ülkeler veya şehirler arasında yapılan uzun yolculuk, seyahat
Gezi
seyahat
gezi
Pamuk ve ipekle karışık dokunmuş hareli kumaş
gezi
Pamuk ve ipek ile karşık dokunmuş hareli kumaş
gezi
Pamukla ve ipekle karışık dokunmuş hareli bir kumaş