Yarın bu odayı kullanmana izin verilecek.
- You will be allowed to use this room tomorrow.
Kütüphanede konuşmaya izin verilmiyor.
- Talking in the library is not allowed.
Lincoln kölelere özgürlük verdi.
- Lincoln granted liberty to slaves.
Bana katılmayacağına hiç ihtimal vermemiştim.
- I took it for granted that she would agree with me.
Diyelim ki, televizyon seyretmek dinlendirici olabilir.
- Granted, watching TV can be relaxing.