geleneğin

listen to the pronunciation of geleneğin
Türkisch - Englisch

Definition von geleneğin im Türkisch Englisch wörterbuch

gelenek
{i} custom

Many old customs are gradually dying out. - Çok sayıda eski gelenek yavaş yavaş ortadan kalkıyor.

I think this kind of custom is unique to Asian countries. - Bu tür gelenek Asya ülkelerine özgüdür.

gelenek
{i} tradition

Slotted spoons have a particular role in the traditional absinthe ritual. They are used to hold a sugar cube over a glass as one dissolves it into her drink with cold water. - Oluklu kaşıklar geleneksel pelin ayininde belirli bir role sahiptir.Onlar bir adet küp şekeri soğuk suyla bardaklarının içine eritmek için küp şekeri bardağın üstünde tutmak için kullanılır.

Good traditions should be preserved. - İyi geleneklerin korunması gerekir.

gelenek
{i} groove
gelenek
precedent
gelenek
institutional
gelenek
way

The traditional way of learning a language may satisfy at most one's sense of duty, but it can hardly serve as a source of joy. Nor will it likely be successful. - Bir dil öğrenmenin geleneksel yolu olsa olsa birinin görev duygusunu tatmin edebilir ama o bir sevinç kaynağı olarak hizmet edemez. Ayrıca muhtemelen başarılı olmayacaktır.

gelenek
usage
gelenek
customs
gelenek
(Hukuk) convention
gelenek
tradition, custom, convention
gelenek
observance
gelenek
folkway
gelenek
form
Türkisch - Türkisch

Definition von geleneğin im Türkisch Türkisch wörterbuch

Gelenek
anane
Gelenek
tradisyon
Gelenek
an'ane
gelenek
Bir toplumda, bir toplulukta eskiden kalmış olmaları dolayısıyla saygın tutulup kuşaktan kuşağa iletilen, yaptırım gücü olan kültürel kalıntılar, alışkanlıklar, bilgi, töre ve davranışlar, anane: "Şair yeni bir dil yaratabilir ama bunun için gereken gücü gelenekten alır."- N. Ataç