gazla

listen to the pronunciation of gazla
Türkisch - Englisch
step on it
(Argo) put the pedal to the metal
gazlamak
step on the gas
gazlamak
step on it
gazla çalışan
gas fired
gazla çalışma
gassing
gazla ısıtma
gas heating
gaz
gas

Matter can exist as a solid, liquid, or gas. - Madde katı, sıvı veya gaz olarak bulunabilir.

Thousands of people lost their lives in the Bhopal Gas Tragedy, and even today hundreds of thousands of people still suffer from the ill-effects of the poisonous gas. - Binlerce insan Bhopal Gaz Trajedisi'nde hayatlarını kaybetti ve bugün bile yüzlerce, hatta binlerce insan hâlâ zehirli gazın kötü etkilerinden muzdariptir.

gaz
{s} gaseous

This substance is in gaseous state. - Bu madde, gaz halindedir.

Matter can be solid, gaseous or liquid. - Madde; katı, gaz ​​veya sıvı olabilir.

gaz
{i} exhalation
gaz
port
gaz
wind

Potatoes give me wind. - Patatesler bana gaz yapar.

He's only winding you up. - O sadece seni gaza getiriyor.

gaz
motor oil
gaz
fumes

Try not to inhale the fumes. - Gazı teneffüs etmemeye çalışın.

gaz
accelerator

I stepped carefully on the accelerator. - Gaz pedalına dikkatlice bastım.

Have you ever got in your car after a long absence and got the brake mixed up with the accelerator? - Sen hiç uzun bir aradan sonra arabana bindin mi ve frenle gazı karıştırdın mı?

gazlamak
smear with paraffin
gazlamak
run away
gazlamak
travel
Gazla!
Step on the gas!
gaz
kerosene

Tom went out to buy kerosene for his stove. - Tom sobasına gazyağı almak için dışarıya çıktı.

We used very little kerosene last month. - Geçen ay çok az gazyağı kullandık.

gaz
fume

Try not to inhale the fumes. - Gazı teneffüs etmemeye çalışın.

gaz
kerosine
gazlamak
hotfoot
Gaz
(Tıp) air

Air is a mixture of various gases. - Hava, çeşitli gazların bir karışımıdır.

Exhaust from factories pollutes the air. - Fabrikalardan gelen gazlar havayı kirletir.

gaz
gas supply
gaz
fuel gas
gaz
aero
gaz
gas; kerosene, oil; (midede) flatulence, wind
gaz
oil

Hydropower is a renewable resource, but oil, coal and natural gas are not. - Hidroelektrik yenilenebilir bir kaynaktır ama petrol, kömür ve doğal gaz değil.

It is always dark beneath the oil lamp. - Gaz lambasının altı her zaman karanlıktır.

gaz
absorptive
gaz
pop

Fizzy water isn't very popular in America. - Gazlı su Amerika'da çok popüler değil.

The newspaper began to lose readers when it dispensed with one of its most popular writers. - En popüler yazarlarından biri bırakınca gazete okuyucu kaybetmeye başladı.

gazlamak
gun up
gazlamak
to accelerate (an automobile)
gazlamak
gun the car up
gazlamak
give the engine the gun
gazlamak
slang to run away, scram, split. Gazla! slang Beat it!/Scram!/Get lost!
gazlamak
to smear with paraffin; to step on the gas; to travel, to run away
gazlamak
speed up
gazlamak
to smear kerosene on (something)
Türkisch - Türkisch

Definition von gazla im Türkisch Türkisch wörterbuch

GAZ
Sindirim borusunda, ağızdan yutulan hava ile mayalanma sonucu oluşan uçucu maddelerin karışması
GAZ
Gaz yağı, petrol: "Aklıma geldi, kilerden bir teneke gaz çıkarttım."- A. Gündüz
GAZ
Doğal gaz
GAZ
(Osmanlı Dönemi) f. Isırma, dişle tutma
GAZ
(Osmanlı Dönemi) Di
GAZ
Gaz lambası: "Gözümü açtım ki gazlardan ikisi de sönmüş."- A. Rasim
GAZ
Tül
GAZ
Normal basınç ve sıcaklıkta olduğu gibi kalan, içinde bulunduğu kabın her yanına yayılma ve bu kabın iç yüzeyinin her noktasına basınç yapma özelliğinde olan akışkan madde
gaz
Normal basınç ve sıcaklıkta olduğu gibi kalan, içinde bulunduğu kabın her yanına yayılmak ve bu kabın iç yüzeyinin her noktasına basınç yapmak özelliğinde olan akışkan madde
gaz
Gaz yağı, petrol
gaz
bakınız: doğal gaz
gaz
ipek baş örtüsü
gaz
bakınız: gaz lambası
gazlamak
Aracın hızlanmasını sağlamak için gaz pedalına kuvvetle basmak
gazlamak
Taşıtlarda aracın hızlanmasını sağlamak için gaz pedalına kuvvetle basmak
gazlamak
Kaçmak
gazlamak
Gaz yağı sürmek
gazla
Favoriten