Tom Mary'nin onunla flört ettiğini fark etmedi.
- Tom didn't notice that Mary was flirting with him.
Tom onunla flört ettiğimi düşünüyordu.
- Tom thought I was flirting with him.
Tom bütün gece Mary ile flört ediyordu.
- Tom has been flirting with Mary all night.
Tom Mary ile flört ediyor gibi görünüyor.
- It looks like Tom is flirting with Mary.
Peki, işte flört etmeye ne dersin?
- So, what about flirting at work?
Benimle flört etmeyi kes.
- Stop flirting with me.
Kızlar benimle flört etmek isterse elimde değil.
- I can't help it if girls want to flirt with me.
Onunla flört ediyor musun?
- Are you flirting with him?
Tom ve Mary her zaman birbirleriyle flört ediyorlar.
- Tom and Mary are always flirting with each other.
Tom garsonla flört etti.
- Tom flirted with the waitress.
Fransızların flört etmede iyi oldukları doğru mu?
- Is it true that the French are masters at flirting?