fazilet

listen to the pronunciation of fazilet
Türkisch - Englisch
{i} virtue

Virtue is its own reward. - Fazilet onun kendi mükafatıdır.

(isim) Virtue, grace
prig
merit
virtue, merit erdem
honor
goodness
fazilet göstermek
to show virtue
fazilet sahibi
has merit
fazilet örneği
paragon of virtue
Türkisch - Türkisch
(Osmanlı Dönemi) değer, meziyet, üstünlük; îman, irfan, iyilik itibâriyle olan yüksek derece
Erdem
FAZİLET
(Osmanlı Dönemi) Değer. Meziyet, iyilik, ilim ve iman, irfan itibarı ile olan yüksek derece. Dinî ve ahlâkî vazifelere riayet derecesi. Fazl ve hüner cihetiyle olan yüksek derece. Bir şeyin başka şeylerden cemal ve kemal ve fayda cihetiyle üstünlüğü, müreccah olmasına sebep olan keyfiyet. (Zâta mahsus hasletin cem'i "fazâil" dir. Şecaat, in'am ve ihsan gibi, müteaddid meziyete dair faziletlerin cem'i "fevâzıl"dır.)
fazilet
Favoriten