fani̇

listen to the pronunciation of fani̇
Türkisch - Englisch

Definition von fani̇ im Türkisch Englisch wörterbuch

fani
{s} mortal

Death is the door that brings this mortal life that we have lived to an end and opens out to the eternal life to come. - Ölüm, yaşadığımız bu fani hayatın sona ermesi ve ebedi olan ahiret hayatına açılan kapıdır.

fani
earth born
fani
fleet
fani
ephemeral
fani
fading
fani
mortal, transient
fani
evanescent
fani
transitory
fani
transient
fani
fleeting
fani
earthling
fani dünya
the world of mortality
fani
foul
fani
finite
fani
earthborn

Winston was an earthborn, but he emigrated to the Martian colony Barsoom in his teenage years. - Winston bir faniydi ama gençlik yıllarında Mars kolonisi Barsoom'a göç etti.

fani
perishable
Türkisch - Türkisch
(Osmanlı Dönemi) Muvakkat, kaybolan, gelip geçici, devamlı olmayan, misâfir. (İnsan hangi bir şeye teveccüh ederse, onunla bağlanır ve onda fâni olur. İ.İ.)(Ey insanlar! Fâni, kısa, fâidesiz ömrünüzü; bâki, uzun, fâideli, meyvedâr yapmak ister misiniz? Madem istemek, insaniyetin iktizasıdır. Bâki-i Hakiki'nin yoluna sarfediniz. Çünkü: Bâkiye müteveccih olan şey, bekanın cilvesine mazhar olur. Madem, her insan gayet şiddetli bir surette uzun bir ömür ister, bekaya âşıktır ve mâdem bu fâni ömrü baki ömre tebdil eden bir çare
fani
İnsan gözünün algıladığı ışık şiddeti
fâni
(Osmanlı Dönemi) ölümlü, muvakkat, kaybolan, gelip geçici, devamlı olmayan, yok olup giden
fani dünya
Ölümlü, kalımsız dünya
fani
ölümlü
fâniler
(Osmanlı Dönemi) fâniyât
fani̇
Favoriten