fahişe

listen to the pronunciation of fahişe
Türkisch - Englisch
prostitute

Dan met a prostitute named Linda. - Dan Linda adında bir fahişe ile tanıştı.

I heard that Brush's mother is a prostitute. - Brush'ın annesinin bir fahişe olduğunu duydum.

whore

I'll never be your whore. - Asla senin fahişen olmayacağım.

I'd rather be his whore than your wife. - Senin karın olmaktansa onun fahişesi olmayı tercih ederim.

fancy woman
scarlet woman [(Konuşma Dili)]
bitch [sl.]
harlot [sl.]
hustler [sl.]
night walker [(Konuşma Dili)]
prostitute, whore, harlot, hustler orospu
call girl [sl.]
courtezan
slut [sl.]
courtesan
hooker [sl.]
drab [sl.]
painted woman [(Konuşma Dili)]
whore [sl.]
floozy [sl.]
prostitute, whore
{i} bitch

A fucking menopausal old bitch was complaining about me for no reason. - Bir menopozlu lanet yaşlı fahişe, hiç neden yokken benim hakkımda şikayetçi oldu.

He's an arrogant son of a bitch. - O bir fahişenin kibirli oğludur.

{i} slut

Does globalisation mean the disappearance of local sluts? - Küreselleşme, yerel fahişelerin kaybolması anlamına mı geliyor?

Your dad is having an affair with that slut. - Babanın bu fahişe ile ilişkisi var.

{i} drab
{i} hustler
{i} hooker

Layla was a hooker herself. - Leyla'nın kendisi bir fahişeydi.

Layla knew all the hookers of the neighborhood. - Leyla mahallenin bütün fahişelerini biliyordu.

hustle
(Argo) woman of the street
(Argo) lady of pleasure
(Argo) sporting lady
(Argo) working girl
slag
street walker
fallen woman
strumpet
harlot
trollop
streetwalker
wench
{i} trull
painted woman
pro

Prostitution is legal in Germany. - Almanya'da fahişelik yasaldır.

No woman is born a prostitute. - Hiçbir kadın fahişe olarak doğmaz.

{i} scarlet woman
jade
doxy
{i} floozy
call girl
broad
night walker
{i} moll
fahişeler
prostitutes
erkek fahişe
male prostitute
eşcinsel fahişe
callboy
kibar fahişe sınıfı
demimonde
orduyu takip eden fahişe veya yardakçı
camp follower
tövbekâr fahişe
magdalen
Türkisch - Türkisch
Orospu
paçoz
FAHİŞE
(Osmanlı Dönemi) Ahlâksız ve hayâsız kadın. Namusunu korumayan kadın
FAHİŞE
(Osmanlı Dönemi) Zâniye. Kahbe
FAHİŞE
(Osmanlı Dönemi) Allah'ın menettiği şey
FAHİŞE
(Hukuk) Fuhuş yapan kadın; maddi menfaat karşılığı kendini satmayı meslek edinen kadın
fahişe
Favoriten