entzündet

listen to the pronunciation of entzündet
Deutsch - Türkisch
iltihaplanmış
Englisch - Türkisch

Definition von entzündet im Englisch Türkisch wörterbuch

lit
aydınlatılmış

Caddeler parlak bir biçimde aydınlatılmış. - The streets are brightly lit.

Sahne her iki taraftan aydınlatılmıştı. - The stage was lit from both sides.

lit
{f} yak

Ben biraz daha erken çıksaydım, son treni yakalardım. - If I had left a little earlier, I would have caught the last train.

O resmi daha iyi görmek için, biraz yaklaşmak istiyorum. - In order to see that picture better, I want to get a little closer.

lit
light yan/yak/aydınlat
ignited
ateşlenmek
inflamed
{s} iltihaplanmış
inflamed
{s} kızgın
lighted
aydınlık
lighted
yakılmış
inflamed
kızarmış ve kabarmış
lighted
{f} yak

Sen hiç bir pürmüzle sigara yaktın mı? - Have you ever lighted a cigarette with a blowtorch?

Tom onun kandillerini yaktı. - Tom lighted his candles.

lit
karyola
lit
evlenme

O evlenmek için biraz genç görünüyor. - She looks a little young to get married.

inflamed
kızdır
inflamed
kızarıp şişmiş
inflamed
{s} öfkeli
lighted
(Tekstil) aydınlatılmış, ışıklı
lit
(sıfat) sarhoş, küfelik
lit
f., bak. light. s