Başka bir dil öğrenmek, yeni bir dünya keşfetmek demektir.
- Learning another language means discovering a new world.
Biz hâlâ kanser için etkili bir tedavi keşfetmek zorundayız.
- We have yet to discover an effective remedy for cancer.
Gerçek bir keşif yolculuğuna çıkmak yeni manzaralar bulmakla olmaz ancak onlara yeni gözlerle bakmakla olur.
- The real journey of discovery doesn't consist in exploring new landscapes but rather in seeing with new eyes.
Araştırma tehlikelidir. Bazen hiç bulmak istemediğin bir şeyi bulursun.
- Searching is dangerous. Sometimes you discover something you didn't at all want to find.
Amerika'yı kim keşfetti?
- Who discovered America?
Yeni bir yıldız keşfetti.
- He discovered a new star.
For when a woman is left too much alone, sooner or later she begins to think;- And no man knows what then she may discover.
- Denn wenn eine Frau zu viel allein gelassen wird, fängt sie früher oder später zu denken an... Und man weiß nicht, was sie dann entdecken mag.
They weren't able to discover any secrets.
- Sie konnten keinerlei Geheimnis entdecken.