Definition von einzelzimmer im Englisch Türkisch wörterbuch
- single
- {i} bekâr
Tom'un bekar olup olmadığından şüpheliyim.
- I doubt if Tom is single.
Ken ile gidiyorum. O, serin, nazik ve akıllı. Dahası, o bekar!
- I'm going with Ken. He is cool, gentle and smart. What's more, he is single!
- apartment
- {i} daire
Ben bir daire aramakla meşgulüm.
- I'm busy looking for an apartment.
O, gerçek bir daire değildir.
- It isn't a real apartment.
- single
- tek
Gökyüzünde tek bir bulut yok.
- There isn't a single cloud in the sky.
Benim tek bir düşmanım yok.
- I don't have a single enemy.
- apartment
- apartman daire
Bir apartman dairesinde yaşıyorum.
- I live in an apartment.
Benim apartman dairem buraya yakın.
- My apartment is near here.
- apartments
- daire
- apartment
- lüks daire
- single
- sağlam
- single
- bir
Benim tek bir düşmanım yok.
- I don't have a single enemy.
Tanrı, dünyayı gerçekten tek bir günde mi yarattı?
- Did God really create the earth in a single day?
- apartment
- {i} oda
Dört odalı daire kiraladı.
- She rented a four-room apartment.
Yaşlı adam üç odalı bir apartmanda yaşıyordu.
- The old man lived in the three-room apartment.
- apartment
- {i} apartman dairesi
O, bir apartman dairesinde tek başına yaşıyor.
- He lives alone in an apartment.
New York'ta yaşarken bir apartman dairesi kiraladık.
- We rented an apartment when we lived in New York.
- apartment
- (Mimarlık) flat
- single
- {s} tek bir
Tanrı, dünyayı gerçekten tek bir günde mi yarattı?
- Did God really create the earth in a single day?
Tek bir kelime bile etmeden ayrıldı.
- She left without saying even a single word.
- single
- gidiş bileti
- single
- yalnız gidi
- single
- yalın kat
