eğlendir

listen to the pronunciation of eğlendir
Türkisch - Englisch
entertain

Intended for children, the book entertains grown-ups. - Çocuklar için tasarlanmış kitap yetişkinleri eğlendiriyor.

Tom certainly knows how to entertain people. - Tom kesinlikle insanları nasıl eğlendireceğini biliyor.

amuse

We amused ourselves by playing games. - Oyunlar oynayarak kendimizi eğlendirdik.

His story amused everyone. - Onun hikayesi herkesi eğlendirdi.

regale
{f} humor

We'd better humor them. - Onları eğlendirsek iyi olur.

We'd better humor him. - Onu eğlendirsek iyi olur.

{f} entertaining

He is in charge of entertaining the foreign guests. - O, yabancı misafirleri eğlendirmekten sorumludur.

She's entertaining herself. - O kendini eğlendiriyor.

{f} amusing

She told her children an amusing story. - Çocuklarına eğlendirici bir hikaye anlattı.

Detective stories are amusing. - Dedektif hikayeleri eğlendirici.

disport
eğlen
have fun

Have fun, but don't get lost. - Eğlenin ama kaybolmayın.

Did you have fun over the weekend? - Hafta sonunda eğlendin mi?

eğlen
{f} enjoying

Tom looks like he's enjoying himself. - Tom eğleniyor gibi görünüyor.

It looks like Tom is enjoying himself. - Tom eğleniyor gibi görünüyor.

eğlen
{f} frolic
eğlen
{f} revel

Most of the revellers are tourists. - Eğlenenlerin çoğu turist.

eğlen
{f} jeer
eğlen
make fun
eğlen
{f} lark

Don't come to school to lark around. - Sadece eğlence için okula gelme.

eğlen
{f} ridicule
eğlen
had fun
eğlen
skylark
eğlendir
Favoriten