O, niyetinde oldukça kararlıydı.
 - He was quite decided in his determination.
Tom'un boyu ona oyunda kararlı bir avantaj verdi.
 - Tom's height gave him a decided advantage in the game.
Sanırım o kararlaştırılmış.
 - I guess it's decided.
Mutlu olmaya karar verdim çünkü sağlığım için iyi.
 - I decided to be happy because it's good for my health.
Sigarayı bırakmaya karar verdi.
 - He decided to quit smoking.
O, neye karar verildiğini uzun uzadıya açıkladı.
 - He explained at length what had been decided.
Duvarları açık maviye boyamaya karar verdik.
 - We've decided to paint the walls light blue.
Mary işe geri dönmeye karar verse, Tom kesinlikle memnun olmaz.
 - Tom certainly wouldn't be pleased if Mary decided to go back to work.
Sigara içmekten kesin olarak vazgeçti.
 - He decided to give up smoking once and for all.