A more experienced lawyer would have dealt with the case in a different way.
- Daha deneyimli bir avukat, dava ile farklı bir şekilde ilgilenirdi.
There is an urgent need for experienced pilots.
- Deneyimli pilotlara acil bir ihtiyaç vardır.
The old man is wise and knows many things about life.
- Yaşlı adam hayat hakkında birçok konuda deneyimli ve bilgili.
The old man is wise and knows many things about life.
- Yaşlı adam hayat hakkında birçok konuda deneyimli ve bilgili.
She is old and experienced.
- O yaşlı ve deneyimli.
That politician is well versed in internal and external conditions.
- O politikacı iç ve dış koşullarda deneyimlidir.
He is well versed in foreign affairs.
- O dışişlerinde iyi deneyimlidir.
He's a seasoned investigator.
- O deneyimli bir dedektif.
My brother is a seasoned sailor.
- Erkek kardeşim deneyimli bir denizcidir.
According to my experience, it takes one year to master French grammar.
- Benim deneyimlerime göre, Fransızca dil bilgisini öğrenmek bir yıl alır.
Canada is a good place to go if it's your first experience living abroad.
- Eğer yurt dışında ilk yaşama deneyiminse, Kanada gidilecek iyi bir yerdir.
People could have avoided many mistakes by simple experiments.
- İnsanlar basit deneyimlerle birçok hatadan kaçınabilirlerdi.
Our experiment went wrong last week.
- Geçen hafta deneyimiz kötü geçti.
Tom likes experimenting.
- Tom deneyimi seviyor.
Ben bunun en iyi yol olduğunu tecrübe ile öğrendim.
- Ben bunun en iyi yol olduğunu deneyimle öğrendim.