cinayetleri

listen to the pronunciation of cinayetleri
Türkisch - Englisch
slayings
cinayet
homicide

The U.S. gun homicide rate is 15 times higher than other populous, high income countries. - ABD silahlı cinayet oranı diğer yoğun nüfuslu, yüksek gelirli ülkelere göre 15 kat daha yüksektir.

Tom is a suspect in a homicide investigation. - Tom bir cinayet soruşturmasında bir şüphelidir.

cinayet
(Hukuk) murder

He witnessed the murder. - O cinayete tanıklık etti.

He was guilty of murder. - O cinayetten suçluydu.

cinayet
{i} killing

Tom denied any involvement in the killing. - Tom cinayetle herhangi bir ilgisi olduğunu yalanladı.

Tom finally confessed to the killing. - Tom nihayet cinayeti itiraf etti.

cinayet
felon
cinayet
assassination
cinayet
{s} criminal

Forensics officers and criminal investigations detectives continued to work at the cordoned-off unit and its surrounds. - Adli tıp uzmanları ve cinayet masası dedektifleri, güvenlik çemberine alınmış yerde ve çevresinde çalışmalarını sürdürdüler.

Murder and robbery are criminal acts. - Cinayet ve soygun suç eylemleridir.

cinayet
enormity
cinayet
crime

The series of crimes were thought to have been committed by the same man. - Bir dizi cinayetin aynı adam tarafından işlendiği düşünüldü.

Murder is a wicked crime. - Cinayet kötü bir suçtur.

cinayet
serious crime
cinayet
murder, homicide
cinayet
murder, crime, homicide, assassination
cinayet
felony
Türkisch - Türkisch

Definition von cinayetleri im Türkisch Türkisch wörterbuch

Cinayet
kıya
CİNAYET
(Osmanlı Dönemi) Adam öldürmek, katl. Bak: Câni
cinayet
Adam öldürme: "Cinayetlerin ve intiharların sebebi kudret ve imkân arasındaki dengesizliktir."- R. H. Karay
cinayet
Adam öldürme derecesinde ağır suç
cinayet
Adam öldürme
cinâyet
(Osmanlı Dönemi) birisini öldürmek, katl