The U.S. gun homicide rate is 15 times higher than other populous, high income countries.
 - ABD silahlı cinayet oranı diğer yoğun nüfuslu, yüksek gelirli ülkelere göre 15 kat daha yüksektir.
Tom was a homicide detective before he retired.
 - Tom emekli olmadan önce bir cinayet masası dedektifi idi.
He is guilty of murder.
 - O cinayetten suçludur.
He was accused of murder.
 - O cinayetle suçlandı.
Layla was charged with conspiracy to commit murder.
 - Leyla cinayet işlemek için komplo kurmakla suçlanıyordu.
Dan was accused of committing a murder.
 - Dan bir cinayet işlemekle suçlandı.
Murder is a wicked crime.
 - Cinayet kötü bir suçtur.
The crime was almost perfect.
 - Cinayet neredeyse mükemmeldi.
Forensics officers and criminal investigations detectives continued to work at the cordoned-off unit and its surrounds.
 - Adli tıp uzmanları ve cinayet masası dedektifleri, güvenlik çemberine alınmış yerde ve çevresinde çalışmalarını sürdürdüler.
Tom was arrested as a suspect in a criminal case.
 - Tom bir cinayet davasında bir şüpheli olarak tutuklandı.
Sami was responsible for these two killings.
 - Sami bu iki cinayetten sorumluydu.
Most of Alexander Pichushkin's killings took place in Moscow's Bitsa Park between 1992 and 2006.
 - Aleksandr Piçuşkin'in cinayetlerinin çoğu 1992 ve 2006 yılları arasında Moskova'daki Bitsa Parkı'nda gerçekleşti.