Lütfen yakalanan kuşların gitmesine izin ver.
- Please let the captured birds go.
Lütfen yakalanan kuşları serbest bırakın.
- Please free the captured birds.
Fare çok yükseğe sıçrasa da, kedi tarafından yakalanır.
- If jumps too high the rat - it's captured by the cat.
Tom düşman tarafından yakalanmaktan korkuyordu.
- Tom was afraid of being captured by the enemy.
O pazarı ele geçirmek istiyoruz.
- We want to capture that market.
O pazarı ele geçirmek istiyoruz.
- We want to capture that market.
Sen hiçbir şey ele geçirmedin.
- You captured nothing.
Dürüst olmak gerekirse, biz seni yakalamak için geldik.
- To be honest, we came to capture you.
Fare çok yükseğe sıçrasa da, kedi tarafından yakalanır.
- If jumps too high the rat - it's captured by the cat.
Yakalanmama izin veremem.
- I can't let myself be captured.
Fadıl yakalanmaktan kaçmak istedi.
- Fadil wanted to escape capture.
O pazarı ele geçirmek istiyoruz.
- We want to capture that market.
Dürüst olmak gerekirse, biz seni yakalamak için geldik.
- To be honest, we came to capture you.
Tom seri katili yakalamak için polis tarafından düzenlenen bir entrikaya katıldı.
- Tom took part in a scheme set by the police to capture the serial murderer.
Beş yüz İngiliz askeri esir edildi.
- Five hundred British soldiers had been captured.
Tom düşman tarafından esir alındığını iddia etti.
- Tom claimed he had been captured by the enemy.
He captured his opponent’s queen on the 15th move.
... sometimes possess local situational awareness that can't be captured in nested "if-then" ...
... have captured that's really profoundly shaped ...