Yakalanan malzemeleri yaktılar.
- They burned the captured supplies.
Lütfen yakalanan kuşları serbest bırakın.
- Please free the captured birds.
Tom düşman tarafından yakalanmaktan korkuyordu.
- Tom was afraid of being captured by the enemy.
O, David'in yakalanması gerektiğini söyledi.
- He said Davis must be captured.
O pazarı ele geçirmek istiyoruz.
- We want to capture that market.
O pazarı ele geçirmek istiyoruz.
- We want to capture that market.
Sen hiçbir şey ele geçirmedin.
- You captured nothing.
Biz her dilin tüm benzersizliğini yakalamak istiyoruz. Ve biz zaman içinde onların evrimini de yakalamak istiyoruz.
- We want to capture all the uniqueness of each language. And we as well want to capture their evolution through time.
Dürüst olmak gerekirse, biz seni yakalamak için geldik.
- To be honest, we came to capture you.
Tekrar yakalanmayı göze alamam.
- I can't risk getting captured again.
O, David'in yakalanması gerektiğini söyledi.
- He said Davis must be captured.
O pazarı ele geçirmek istiyoruz.
- We want to capture that market.
Yerel polis ve FBI kaçakları yakalamak için bir araştırma planı hazırladı.
- The local police and the FBI formulated a search plan to capture the fugitives.
Biz her dilin tüm benzersizliğini yakalamak istiyoruz. Ve biz zaman içinde onların evrimini de yakalamak istiyoruz.
- We want to capture all the uniqueness of each language. And we as well want to capture their evolution through time.
Senin düşman tarafından esir alındığını düşündük.
- We thought you'd been captured by the enemy.
Tom düşman tarafından esir alındığını iddia etti.
- Tom claimed he had been captured by the enemy.
He captured his opponent’s queen on the 15th move.
... have captured that's really profoundly shaped ...
... sometimes possess local situational awareness that can't be captured in nested "if-then" ...