bulunur

listen to the pronunciation of bulunur
Türkisch - Englisch
accessible
in season
procurable
exist

Heaven and hell exist in the hearts of man. - Cennet ve cehennem, insanın kalbinde bulunur.

The aphotic, or “midnight,” zone exists in depths below 1,000 meters. Sunlight does not penetrate to these depths and the zone is bathed in darkness. - Apotik veya “gece yarısı” bölgesi 1.000 metrenin altındaki derinliklerde bulunur. Güneş ışığı bu derinliklere nüfuz etmez ve bölge karanlıkta kalır.

bulunur hale getirmek
make available
az bulunur
scarce

Telephone booths are very scarce around here. - Telefon kulübeleri burada çok az bulunur.

az bulunur
rare

You should make the most of this rare opportunity to demonstrate your talent. - Yeteneğini göstermek için bu az bulunur fırsatı en iyi şekilde kullanmalısın.

zor bulunur
scarce
zor (bulunur)
elusive
bulun
stay on
bulun
reside in
az bulunur
infrequent
az bulunur şey
beaut
nadir bulunur mal
(Ticaret) scarce commodity
o kadar kusur kadı kızında da bulunur
(Konuşma Dili) Be reasonable; the best of things will have these sorts of flaws!
yol sormakla bulunur
(Atasözü) You learn how to do something properly by asking those who know how to do it
çaresi bulunur
remediable
çaresi bulunur
superable
çözüm bulunur
resoluble
Türkisch - Türkisch

Definition von bulunur im Türkisch Türkisch wörterbuch

derviş tekkede, hacı mekke'de bulunur
(deyim) Hemen herkesin ilgi duyduğu bir alanı, kendine özgü bir işi vardır. İlgi duyduğu alan ya da iş neredeyse kişi de orada bulunur
bulun
Ot yığını
bulunur
Favoriten