التركية - الإنجليزية
تعريف bulunur في التركية الإنجليزية القاموس.
- accessible
- in season
- procurable
- exist
Heaven and hell exist only in the human heart.
-Cennet ve cehennem sadece insanın kalbinde bulunur.
Heaven and hell exist in the hearts of man.
-Cennet ve cehennem, insanın kalbinde bulunur.
- bulunur hale getirmek
- make available
- az bulunur
- scarce
Telephone booths are very scarce around here.
-Telefon kulübeleri burada çok az bulunur.
- az bulunur
- rare
You should make the most of this rare opportunity to demonstrate your talent.
-Yeteneğini göstermek için bu az bulunur fırsatı en iyi şekilde kullanmalısın.
- zor bulunur
- scarce
- zor (bulunur)
- elusive
- bulun
- stay on
- bulun
- reside in
- az bulunur
- infrequent
- az bulunur şey
- beaut
- nadir bulunur mal
- (Ticaret) scarce commodity
- o kadar kusur kadı kızında da bulunur
- (Konuşma Dili) Be reasonable; the best of things will have these sorts of flaws!
- yol sormakla bulunur
- (Atasözü) You learn how to do something properly by asking those who know how to do it
- çaresi bulunur
- remediable
- çaresi bulunur
- superable
- çözüm bulunur
- resoluble
المصطلحات ذات الصلة
التركية - التركية
تعريف bulunur في التركية التركية القاموس.
- derviş tekkede, hacı mekke'de bulunur
- (deyim) Hemen herkesin ilgi duyduğu bir alanı, kendine özgü bir işi vardır. İlgi duyduğu alan ya da iş neredeyse kişi de orada bulunur
- bulun
- Ot yığını