bulanik

listen to the pronunciation of bulanik
Türkisch - Englisch

Definition von bulanik im Türkisch Englisch wörterbuch

bulanık
blurred

Distant things look blurred. - Uzak şeyler bulanık görünür.

Possible side effects include blurred vision and shortness of breath. - Olası yan etkiler arasında bulanık görme ve nefes darlığı bulunmaktadır.

bulanık
blurry

This photo is too blurry. I can't make out your face. - Bu fotoğraf çok bulanık. Yüzünü ayırt edemiyorum.

Everything looks blurry. I think I need a new pair of glasses. - Her şey bulanık görünüyor. Yeni bir gözlüğe ihtiyacım olduğunu düşünüyorum.

bulanık
foggy
bulanık
mackled
bulanık
filmy
bulanık
cloudily
bulanık
turbid
bulanık
out of focus
bulanık
turbid, muddy, blurred, dim; cloudy, overcast
bulanık
ambiguously
bulanık
troubled

Are you trying to fish in troubled waters? - Bulanık sularda balık tutmaya mı çalışıyorsun?

bulanık
dim
bulanık
cloudy
bulanık
hazy
bulanık
muddy

Using muddy colors for this design is not a good idea. - Bu tasarım için bulanık renkler kullanmak iyi bir fikir değil.

bulanık
indistinct
bulanık
misty
bulanık
murky

The water was so murky that the police divers had to search for the body by feel. - Su o kadar bulanıktı ki polis dalgıçlar vücudu dokunarak aramak zorunda kaldı.

Tom looked into the murky water. - Tom bulanık suya baktı.

bulanık
clouded

Sami's rage clouded his judgment. - Sami'nin öfkesi onun yargısını bulanıklaştırdı.

bulanık
dark

The water was cold and dark. - Su soğuk ve bulanıktı.

bulanık
smear
bulanık
blur

Possible side effects include blurred vision and shortness of breath. - Olası yan etkiler arasında bulanık görme ve nefes darlığı bulunmaktadır.

Distant things look blurred. - Uzak şeyler bulanık görünür.

bulanık
wooly
bulanık
unsharp
bulanık
milky
bulanık
fuzzy

This rice cooker uses fuzzy logic. - Bu pirinç ocağı bulanık mantık kullanır.

bulanık
feculent
bulanık
out-of-focus
zihni bulanık
confused
bulanık basmak
mackle
bulanık görüntü
blurred picture
bulanık görüntü
unsharp picture
bulanık suda balık avlamak
to fish in muddy waters
bulanık sular
troubled waters
bulanık süreç
fuzzy process
daha fazla bulanık
(Bilgisayar) blur more
boz bulanık
disrupt the fuzzy
kafası bulanık olma
mental wooliness
kafası bulanık olma
mental woolliness
zihni bulanık-heyecanlı
(Pisikoloji, Ruhbilim) confused-agitate
Türkisch - Türkisch

Definition von bulanik im Türkisch Türkisch wörterbuch

bulanık
Açık seçik görünmeyen, net olmayan
bulanık
Bulanmış olan, duru olmayan: "Koltuğuna oturdu, Haliç'in bulanık sularına daldı."- F. R. Atay
bulanık
Adres
bulanık
Bulanmış olan, duru olmayan
bulanık
Niteliği tam anlaşılmayan: "İzmir-Bursa yolculuğundan dönüşümde ben böyle bulanık bir politika havası içinde bulmuştum."- Y. K. Karaosmanoğlu
bulanık
Açık seçik görülmeyen, net olmayan
bulanık
Donuk, anlamsız, fersiz (bakış): "Dimdik oturuyor, bulanık ve ıslak gözlerle ona bakıyordu."- P. Safa
bulanık
için, Donuk, anlamsız; fersiz
bulanık
Niteliği tam anlaşılmayan
bulanık
Bulutlu, kapalı
Bulanık
(Osmanlı Dönemi) EKDER
Bulanık
(Osmanlı Dönemi) EDKEN
Bulanık
(Osmanlı Dönemi) MÜTEKEDDİR
bulanık mantık
Bulanık Mantık, 1961 yılında Lütfi Askerzade'nin yayınladığı bir makalenin sonucu oluşmuş bir mantık yapısıdır.Bulanık mantığın temeli bulanık küme ve alt kümelere dayanır. Klasik yaklaşımda bir varlık ya kümenin elemanıdır ya da değildir. Matematiksel olarak ifade edildiğinde varlık küme ile olan üyelik ilişkisi bakımından kümenin elemanı olduğunda (1) kümenin elemanı olmadığı zaman (0) değerini alır. Bulanık mantık klasik küme gösteriminin genişletilmesidir. Bulanık varlık kümesinde her bir varlığın üyelik derecesi vardır. Varlıkların üyelik derecesi, [0,1] aralığında herhangi bir değer olabilir ve üyelik fonksiyonu M(x) ile gösterilir
boz bulanık
Çok bulanık