bor%c3%a7lan

Kurdisch - Türkisch

Türkisch - Türkisch

Definition von bor%c3%a7lan im Türkisch Türkisch wörterbuch
bor: Tarıma elverişsiz arazi
bor: işlenmemiş, ekilmemiş toprak
bor: şarap
bor: Bora, fırtına
bor: Ekin tarlaları arasında ekilip sürülmemiş oyu bol olan yer
bor: üstü beyaz ve düz olan dağlar
bor: Atom sayısı 5, atom ağırlığı 10,8 olan, tabiatta bor asidi veya boratlar durumunda bulunan, yoğunluğu 2.45 olan basit element (simgesi B)
bor: Güz sürümü yapılmış tarla
bor: Nadas bırakılmış tarla
bor: Atom sayısı 5, atom ağırlığı 10,8 olan, tabiatta bor asidi veya boratlar durumunda bulunan, yoğunluğu 2.45 olan basit element. Kısaltması B
bor: Kenya'da bir akarsu
bor: İşlenmemiş, taşlık, sert, ekilmemiş (toprak)
bor: Eskiden örtü olarak kullanılan, kaba yün dokuma

Deutsch - Türkisch

Definition von bor%c3%a7lan im Deutsch Türkisch wörterbuch
Bor: n ehem. bor -at n ehem. borat -ax m boraks, tenkär -azit m min. borasit

Englisch - Englisch

Definition von bor%c3%a7lan im Englisch Englisch wörterbuch
bor: boy
Bor: borough
bor: Bureau of Reclamation
bor: The first god, he was licked out of pure ice by Audhumla ' The Great Nurse' He later married one of the frost giant's daughters see 'Creation'
bor: nIII: frontier, border, boundary
bor: U S Bureau of Reclamation
bor: SAP's Business Object Repository that contains the definitions of R/3 Business Objects and their associated BAPIs
bor-: Variant of boro-