bitişmiş

listen to the pronunciation of bitişmiş
Türkisch - Englisch
attached
joint
bitiş
ending

I don't like how the series is ending. - Dizinin bitiş şeklini beğenmiyorum.

I thought the ending was perfect. - Bitişin mükemmel olduğunu düşündüm.

bitiş
{i} termination
bitiş
finish

Bob reached the finish line first. - Bob bitiş çizgisine ilk önce ulaştı.

She was the last to cross the finishing line. - Bitiş çizgisini en son geçen oydu.

bitiş
{i} expiry
bitiş
concluding
bitiş
(Bilgisayar) end by
bitiş
completion
bitiş
(Bilgisayar) end at
bitiş
(Bilgisayar) ending at
bitiş
character set
bitiş
(Bilgisayar) ends
bitiş
epilogue
bitiş
(Bilgisayar) until

Tom lived next door to us until three months ago. - Tom üç ay öncesine kadar bize bitişikte yaşadı.

bitiş
culmination
bitiş
(Bilgisayar) stop
bitiş
end

The end of my probation period is nearing. - Şartlı Tahliye bitiş günüm yakındır.

His death marks the end of a chapter in our history. - Onun ölümü tarihimizde bir dönemin bitişini gösterir.

bitiş
(Spor) finish line
bitiş
expiration
bitiş
end, finish
bitiş
finale
bitiş
ending, end, expiration; finish
bitiş
{i} adjoining

Tom went into the adjoining room. - Tom bitişik odaya girdi.

There is an anteroom adjoining the library. - Kütüphaneye bitişik bir bekleme odası var.

Türkisch - Türkisch

Definition von bitişmiş im Türkisch Türkisch wörterbuch

bitiş
Bitme işi veya biçimi, bitme, sona erme: "Romanlarda olduğu gibi bir başlangıç, bir bitiş arzu ediyordu."- S. F. Abasıyanık
bitiş
Bitme işi veya biçimi, bitme, sona erme
bitiş
Karagöz ile Orta Oyununda oyunun son bölümü
bitişmiş
Favoriten