bir kez

listen to the pronunciation of bir kez
Türkisch - Englisch
once

When he was a student, he went to the disco only once. - Öğrenci olduğu zamanlar diskoya sadece bir kez gitti.

She was late once again. - Bir kez daha geç kalmıştı.

one time

I've been to Canada one time. - Kanada'da bir kez bulundum.

I'm only going to ask you this one time, Tom. - Ben bunu sana sadece bir kez soracağım, Tom.

ever

Stir once every fifteen minutes. - Her on beş dakikada bir kez karıştırın.

They go to watch a play once every month. - Onlar her ay bir kez maç izlemeye giderler.

e'er
for once

I want to win for once. - Bir kez kazanmak istiyorum.

For once in my life, I'd like to do something right. - Hayatımda bir kez, doğru bir şey yapmak istiyorum.

bir kez daha
once more

Try doing it once more. - Onu bir kez daha yapmayı dene.

Explain it once more, Jerry. - Onu bir kez daha açıkla, Jerry.

bir kez daha
once again

France and Britain were at war once again. - Fransa ve İngiltere bir kez daha savaştaydı.

She was late once again. - Bir kez daha geç kalmıştı.

bir kez daha
one more time

Open your mouth one more time and I will beat you up! - Ağzını bir kez daha açarsan seni pataklayacağım!

If I go by air one more time, I'll have flown in an airplane five times. - Ben bir kez daha hava yoluyla gidersem uçakta beş kez uçmuş olurum.

bir kez daha
(deyim) once and again
bir kez daha
on one occasion
bir kez sor
(Bilgisayar) ask once
bir kez yumurtlayan
(Denizbilim) semelparous
bir kez çalıştır
(Bilgisayar) run once
bir kez daha
once more, yet again, once again
bir kez daha bölmek
subdivide
bir kez olarak
for this once
bir kez parlayıp sönen
(deyim) a flash in the pan
bir kez tara
(Bilgisayar) scan once
bir kez yanıp sön
(Bilgisayar) flash once
bir kez daha
once more again
birkez
once
en az bir kez
at least one time
bir kez daha
afresh
bir iki kez
once or twice
hepsini bir kez dene
(Bilgisayar) round robin
Türkisch - Türkisch
bir yol
bir boy
bir