bevorstehend

listen to the pronunciation of bevorstehend
Deutsch - Türkisch
eli kulağında
Englisch - Türkisch

Definition von bevorstehend im Englisch Türkisch wörterbuch

forthcoming
yakında çıkacak
approaching
{s} yaklaşan

Yaklaşan sirenleri duyabiliyorduk. - We could hear sirens approaching.

Yaklaşan insanların sesini duyabiliyorduk. - We could hear the sound of people approaching.

at hand
elde

Elde herhangi bir iyi referans kitabım yok. - I don't have any good reference book at hand.

Eldeki probleme odaklanmış kalmaya çalışalım. - Let's try to stay focused on the problem at hand.

forthcoming
{s} dost
approaching
(Spor) adımlama
at hand
yakın

Giriş sınavımız çok yakındı. - Our entrance examination was near at hand.

Küresel bir kriz yakındır. - A global crisis is at hand.

at hand
yanında
forthcoming
gelecek
forthcoming
yardımsever
approaching
{s} yakında olacak olan
at hand
hazır
at hand
el altında

Daima sözlüğünü el altında bulundur. - Always have your dictionary close at hand.

Lütfen bu kitabı el altında tutun. - Please keep this book at hand.

forthcoming
varış
forthcoming
(sıfat) önümüzdeki, gelecek, yaklaşan, hazır, çıkacak olan, cana yakın, dost, konuşkan, açık sözlü
forthcoming
{s} açık sözlü

Tom Mary ile ilgili ne olduğu hakkında çok açık sözlü değildi. - Tom wasn't very forthcoming about what happened with Mary.