Maybe this world is another planet's Hell.
- Belki bu dünya başka bir gezegenin cehennemi.
In retrospect, maybe I shouldn't have posted that photo in my blog.
- Geriye dönüp bakıldığında, belki de o fotoğrafı benim bloğa koymamalıydım.
You can add sentences that you do not know how to translate. Perhaps someone else will know!
- Nasıl çevireceğini bilmediğin cümleler ekleyebilirsin. Belki başka biri çevirir!
It will rain perhaps tomorrow.
- Yarın belki yağmur yağacak.
Maybe we can make a deal.
- Belki de bir anlaşma yapabiliriz.
Maybe Tom didn't see us.
- Belki de Tom bizi anlamadı.
Tom said that he couldn't possibly eat any more.
- Tom artık belki yemek yiyemiyeceğini söyledi.
Can you possibly help me?
- Belki bana yardımcı olabilirsiniz?
You should probably tell Tom you don't want to do that.
- Belki de Tom'a bunu yapmak istemediğini söylemen gerekir.
I'm very busy so probably I won't be able to come tomorrow.
- Çok meşgulüm, bu nedenle belki de yarın gelemeyeceğim.