belki̇

listen to the pronunciation of belki̇
Türkisch - Englisch

Definition von belki̇ im Türkisch Englisch wörterbuch

belki
maybe

Maybe you'll come back to me? - Belki bana geri döneceksin?

Maybe this world is another planet's Hell. - Belki bu dünya başka bir gezegenin cehennemi.

belki
perhaps

I studied for perhaps two hours. - Belki iki saat boyunca ders çalıştım.

Perhaps it will rain in the afternoon. - Belki öğleden sonra yağmur yağacak.

belki
perchance
belki
i dare say
belki
perhaps, maybe
belki
peradventure
belki
possibly

I cannot possibly help you. - Ben belki size yardımcı olamam.

Can you possibly help me? - Belki bana yardımcı olabilirsiniz?

belki
contingently
belki
mayhap
belki de
it's possible that
belki de
may well be
belki de
maybe

Maybe Tom didn't see us. - Belki de Tom bizi anlamadı.

Maybe we can make a deal. - Belki de bir anlaşma yapabiliriz.

belki de hiç
seldom
belki de hiç
if ever
belki başka zaman
Maybe next time
belki de
it may even be that
belki de
it's possible that ..., maybe
belki de
probably

I'm probably hungrier than you are. - Ben belki de senden daha açım.

I'm very busy so probably I won't be able to come tomorrow. - Çok meşgulüm, bu nedenle belki de yarın gelemeyeceğim.

belki nevrozu
(Pisikoloji, Ruhbilim) perhaps neurosis
belki
likely
belki
haply
belki
lest

I took my umbrella lest it rain. - Belki yağmur yağar diye şemsiyemi aldım.

garip belki ama
strangely enough
Türkisch - Türkisch
(Osmanlı Dönemi) Umulur, ihtimal, olabilir
(Osmanlı Dönemi) Kat'iyyetle. Dahi. Şüphesiz
(Osmanlı Dönemi) Hattâ
belki
Olsa olsa, ya ... ya, ihtimal
belki
Olsa olsa, ya ... ya, ihtimal: "Belki bir sabah vakti, belki bir gece yarısı / Artık nefes almayı bırakıp gideceğiz."- Z. O. Saba