The key determinants in impact are not the number of authors or articles in the field but, rather the citation density and the age of the literature cited.
- Etkisi önemli belirleyiciler alandaki yazarlar ya da makalelerin sayısı değil daha ziyade atıf yoğunluğu ve edebiyat yaş göstergesiydi.
Our lives are determined by our environment.
- Yaşamlarımız çevremiz tarafından belirlenir.
They determined the date for the trip.
- Seyahat için tarihi belirlediler.
I set some goals for myself.
- Ben kendim için bazı hedefler belirledim.
You should respect the rules your parents set for you.
- Ebeveynlerinin senin için belirlediği kurallara uymalısın.
A spectrometer uses light to identify the chemical composition of matter.
- Bir spektrometre, maddenin kimyasal bileşimini belirlemek için ışık kullanır.
Can you identify the problem areas?
- Sorunlu alanları belirleyebilir misiniz?
What was the determining factor in this case?
- Bu durumda belirleyici faktör neydi?
One's lifestyle is largely determined by money.
- Kişinin yaşam tarzı, büyük ölçüde para ile belirlenir.
I'd like to determine the value of this painting.
- Bu tablonun değerini belirlemek isterim.