Burada iş yerinde küçük bir sorunum var.
 - I have a little problem here at work.
Yerinde olsam, muhtemelen aynı şeyi yapardım.
 - In your position, I'd probably have done the same thing.
O iki gün önceden vardı.
 - He arrived two days previously.
Hava kirliliğini önlemek için önlemler almalıyız.
 - We have to take steps to prevent air pollution.
Senin vergi öncesi gelirin nedir?
 - What's your pre-tax income?
İslam öncesi Araplar göçebeydiler.
 - The pre-Islamic Arabs were nomads.
O önceden kesilmiş domuz filetosu aldı.
 - He bought the pre-cut pork loin.
Önceden belirlenen doğum tarihinin akşamında suyum kesildi..
 - My water broke on the evening of the predicted birth date.
O iki gün önceden vardı.
 - He arrived two days previously.
Okul öncesi çocuklar için giriş ücretsizdir.
 - Admission is free for preschool children.
Tom Mary'nin evlilik öncesi anlaşmayı imzalamasını istedi.
 - Tom wanted Mary to sign a prenuptial agreement.
Biz önceden aperatifleri hazırladık.
 - We prepared snacks beforehand.
O iki gün önceden vardı.
 - He arrived two days previously.
Endeks bir önceki aya göre % 4 yükseldi.
 - The index rose 4% from the preceding month.
Boynun bir önceki yılda kalınlaştı mı?
 - Has your neck thickened during the previous year?