He remained a bachelor all his life.
- Hayatı boyunca bekar kaldı.
Both brothers said that they couldn't support both a wife and an airplane, so they spent their lives as bachelors.
- Her iki erkek kardeş hem bir eşe hem de bir uçağa bakamayacaklarını söyledi, bu yüzden hayatlarını bekar olarak geçirdiler.
I'm going with Ken. He is cool, gentle and smart. What's more, he is single!
- Ken ile gidiyorum. O, serin, nazik ve akıllı. Dahası, o bekar!
Some young Japanese people prefer being single to being married.
- Bazı genç Japon halkı, bekar olmayı evli olmaya tercih ederler.
According to the weather forecast, it will snow tomorrow.
- Hava tahminlerine göre yarın kar yağacak.
It will probably snow tomorrow.
- Yarın muhtemelen kar yağacak.
Tom and Mary are both still single.
- Tom ve Mary her ikisi de hâlâ bekar.
Tom remained single all his life.
- Tom tüm yaşamı boyunca bekar kaldı.
Tom had a share in the profits.
- Tom'un kar payı vardı.
He claimed his share of the profits.
- Kar payını talep etti.
He ran to catch up to his brother.
- Erkek kardeşine yetişmek için koştu.
My wife is liable to catch a cold.
- Karım üşütmeye eğilimli.
It will be to our mutual benefit to carry out the plan.
- Bu planı gerçekleştirmek karşılıklı olarak yararımıza olacaktır.
The government decided to impose a special tax on very high incomes.
- Hükümet, çok yüksek gelirlere özel bir vergi uygulamaya karar verdi.
He looked for a profitable investment for his capital.
- Sermayesi için karlı bir yatırım arıyordu.
Karakorum is the early capital city of Mongolia.
- Karakurum, Moğolistan'ın ilk başkentidir.
I bought him a drink in return for his help.
- Onun yardımı karşılığında ona bir içki ısmarladım.
When I met Hanako last Sunday, she said she had returned three days before.
- Ben geçen Pazar Hanako ile karşılaştığımda, üç gün önce döndüğünü söyledi.
They tried very hard to gain an advantage over one another.
- Onlar birbirlerine karşı üstünlük sağlamak için çok uğraştılar.
Perry decided to gain information from Drake.
- Perry Drake'den bilgi almaya karar verdi.
Layla hoped to work for a wealthy single man.
- Leyla zengin bir bekar adam için çalışmayı umuyordu.
Air is a mixture of various gases.
- Hava, çeşitli gazların bir karışımıdır.
You cannot mix oil and water.
- Yağ ve suyu karıştıramazsın.
He finally yielded to the request of his wife and bought a house.
- O sonunda karısının isteğine boyun eğdi ve bir ev satın aldı.
You must not yield to temptation.
- Günaha karşı boyun eğmemelisin.
This product brought us a large margin.
- Bu ürün bize büyük bir kar getirdi.
This company's profit margin is very big.
- Bu şirketin kar marjı çok büyük.
Tom kicked the snow off his boots.
- Tom karı tekmeleyerek botundan düşürdü.
Tom's boots sank deep into the snow.
- Tom'un botları karın derinliklerine battı.
As far as I know, she's still unmarried.
- Bildiğim kadarıyla, o hâlâ bekâr.
Tom remained unmarried all his life.
- Tom tüm yaşamı boyunca bekar kaldı.
Being celibate means that you may only do it with other celibates.
- Bekar olmak onu sadece diğer bekarlarla yapabileceğin anlamına gelir.
Lucy's mother told her to take care of her younger sister.
- Lucy'nin annesi, ona küçük kız kardeşine bakmasını söyledi.
I went to Nagano to take pictures of the mountains covered with snow.
- Karla japlı dağların resimlerini çekmek için Nagano'ya gittim.
I am not accountable to you for my actions.
- Yaptıklarımdan size karşı sorumlu değilim.
Our train was delayed on account of the heavy snow.
- Bizim tren yoğun kar nedeniyle ertelendi.
As far as I know, she's still unmarried.
- Bildiğim kadarıyla, o hâlâ bekâr.
I'm glad to hear that she is unmarried.
- Onun bekar olduğunu duymaktan dolayı mutluyum.
Being celibate means that you may only do it with other celibates.
- Bekar olmak onu sadece diğer bekarlarla yapabileceğin anlamına gelir.
The reason both brothers gave for remaining bachelors was that they couldn't support both airplanes and a wife.
- Her iki erkek kardeşin bekar kalmak için ileri sürdüğü neden onların hem uçaklara hem de bir eşe bakamayacaklarıydı.
Tom is a confirmed bachelor.
- Tom bir müzmin bekardır.
Tickets are available for $30 per couple or $20 per single reservation.
- Biletler çift başına 30 Dolar ya da tek bir rezervasyon için 20 Dolar karşılığı mevcuttur.
This bacteria is resistant to every available antibiotic.
- Bu bakteri mevcut tüm antibiyotiklere karşı dirençli.
My daughter likes summer fruits, such as cherries, watermelons and peaches.
- Kızım kiraz, karpuz ve şeftali gibi yaz meyvelerini seviyor.
My sister likes melons and so do I.
- Kız kardeşim kavun sever ve ben de.
Mary likes watermelons more than melons.
- Mary karpuzları kavunlardan daha fazla sever.