bagimsiz

listen to the pronunciation of bagimsiz
Türkisch - Englisch

Definition von bagimsiz im Türkisch Englisch wörterbuch

bağımsız
free

Tom is a freelance writer. - Tom bir bağımsız yazar.

Nobody is truly free, because there are people who are slaves of their independence. - Hiç kimse gerçekten özgür değildir, çünkü bağımsızlıklarının kölesi olan insanlar var.

bağımsız
independent

In those days, America was not independent of the United Kingdom. - O günlerde, Amerika Birleşik Krallık'tan bağımsız değildi.

You shouldn't coddle her so much. She needs to learn to be independent. - Onun o kadar üzerinde titrememelisin. O bağımsız olmayı öğrenmeli.

bağımsız
distanced
bağımsız
unconnected
bağımsız
detached

In the modern age, humans are detached. - Modern çağda insanlar bağımsızdır.

bağımsız
unattached
bağımsız
not committed
bağımsız
stand-alone , independent
bağımsız
not bound by a particular pledge or course
bağımsız
crossbench
bağımsız
independent, free
bağımsız
sovereign; uncommitted
bağımsız
(Bilgisayar) neutral
bağımsız
(deyim) fancy free
bağımsız
native
bağımsız
unbound
bağımsız
(Kanun) several
bağımsız
stand alone
bağımsız
self-reliant
bağımsız
sovereign
bağımsız
maverick
bağımsız
self-contained
bağımsız
self-supporting
bağımsız
unbundled
bağımsız
fancy-free
bağımsız
substantive
bağımsız
standalone
Bağımsız
unaffiliated
bağımsız
ındependent

At that time, Mexico was not yet independent of Spain. - O zaman, Meksika henüz İspanya'dan bağımsız değildi.

In those days, America was not independent of the United Kingdom. - O günlerde, Amerika Birleşik Krallık'tan bağımsız değildi.

bağımsız
unreliant
bağımsız
{s} uncommitted
bağımsız
crossbencher
bağımsız
distinct
bağımsız bölüm
detached section
bağımsız bölüm
independent department
bağımsız denetim
Independent audit
bağımsız denetleyici
independent auditor
bağımsız idari otorite
(Kanun) Independent regulatory agency
Bağımsız Devletler Topluluğu
the Commonwealth of Independent States (composed of some republics which were formerly a part of the U.S.S.R.)
Bağımsız Devletler Topluluğu
(Hukuk) the Commonwealth of Independent States
bağımsız cemaatin gittiği kilise
congregational chapel
bağımsız devlet
independency
bağımsız devletler
(Hukuk) independent states
bağımsız değişken
argument
bağımsız değişken
independent variable, argument
bağımsız düzenleyici makam
(Hukuk) independent regulatory authority
bağımsız ekonomi politikası
autarchy
bağımsız gösterge
(Otomotiv) display stand alone
bağımsız heterodin
independent heterodyne
bağımsız idare edilen ilçe
county borough
bağımsız idare edilen ilçe
county corporate
bağımsız olarak
freely
bağımsız politikacı
freelance
bağımsız program
standalone program
bağımsız seçenek
(Dilbilim) free alternant
bağımsız taktik harekat mesaj işlem sistemi
(Askeri) stand-alone tactical operational message processing system
bağımsız yazar
freelance

Tom is a freelance writer. - Tom bir bağımsız yazar.

bağımsız yazar
freelancer
bağımsız yazara ait
freelance
bağımsız yazmaç
independent register
bağımsız yordam
independent routine
bağımsız yönetime geçmek
decentralize
bağımsız çalışmak
freelance
bağımsız ülke
sovereign
bağımsız üye
mugwump
bağımsız şirket
(Hukuk) independent entity
cemaatleri bağımsız sayan kilise sistemi
Congregationalism
cemaatleri bağımsız sayan kilise sistemine ait
congregational
cemaatleri bağımsız sayan kilise yanlısı
Congregationalist
devlete bağımsız kilise
free church
dışa bağımsız ülke
self contained country
genel malzeme desteği; Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT); muhabere arayüz kabin
(Askeri) common item support; Commonwealth of Independent - States; communications interface shelter
iki ayrı ve bağımsız ilkenin kabullenilmesi
dualism
kontun bağımsız idare bölgesi
county palatine
kısmen bağımsız
semiindependent
lineer bağımsız sistem
(Matematik) linearly independent system
maddi yönden bağımsız
independent
maddi yönden bağımsız kimse
independent gentleman
maddi yönden bağımsız kimse
man of independent means
makineden bağımsız
machine independent
ortak bağımsız kuruluşlar
(Hukuk) common independent institutions
ucu bağımsız kaburga kemiği
floating rib
zamandan bağımsız çözüm
(Askeri) steady state solution
Türkisch - Türkisch

Definition von bagimsiz im Türkisch Türkisch wörterbuch

bağımsız
clis dışındaki bağımsızlardan olmak üzere, siyasi parti gruplarından, oranlarına göre, üye alınır."- Anayasa
bağımsız
Davranışlarını, tutumunu, girişimlerini herhangi bir gücün etkisinde kalmadan düzenleyebilen, hür, özgür, müstakil
bağımsız
Bağımsız milletvekili
bağımsız
bakınız: bağımsız milletvekili
bağımsız
Davranışlarını, tutumunu, girişimlerini herhangi bir gücün etkisinde kalmadan düzenleyebilen, hür, özgür, müstakil: "Konsolosların her biri bağımsız bir vali gibi davranırdı."- N. Cumalı
bağımsız
Herhangi bir kuruluşa, partiye bağlı olmayan kimse: "
bağımsız
Herhangi bir kuruluşa, partiye bağlı olmayan kimse
Bağımsız
müstakil
BAĞIMSIZ BÖLÜM
(Hukuk) Anagayrimenkulün ayrı ayrı ve başlı başına kullanılmaya elverişli olup; bağımsız mülkiyete konu olan bölümleri
bağımsız bölüm
Kat Mülkiyeti Kanununa göre, binada kat maliklerinin ortak kullanımına açık olan yer
bağımsız milletvekili
Herhangi bir partinin adayı olmadan seçilen veya herhangi bir partiye bağlı olmayan milletvekili, bağımsız
bağımsız sıralı cümle
Anlam bakımından birbirine bağlı olduğu hâlde özneleri, tümleçleri, yüklemleri ayrı olan cümle
Englisch - Türkisch

Definition von bagimsiz im Englisch Türkisch wörterbuch

bağımsız idari otorite
(Kanun) Hem siyasi iktidarlardan hem de sermaye gruplarından bağımsız olarak faaliyet gösteren, mali ve idari özerkliği bulunan Telekomünikasyon kurumu, rekabet kurulu gibi otoriteler
bagimsiz
Favoriten