O, yıllar önce ondan kitabı ödünç aldı ve onu henüz iade etmedi.
- She borrowed the book from him many years ago and hasn't yet returned it.
Arkadaşımdan sözlüğü ödünç aldım.
- I borrowed the dictionary from my friend.
Yabancı dillerden ödünç alınmış pek çok kelimeye sahip.
- It has a great many words borrowed from foreign languages.
Sauna Finceden ödünç alınmış yaygın olarak kullanılan birkaç sözcükten biridir.
- Sauna is one of the few widely used words that have been borrowed from Finnish.
Öyle bir kişiye ödünç para vermemeliydin.
- You should not have lent the money to such a person.
Banka ona 500 dolar ödünç verdi.
- The bank lent him 500 dollars.
Arabanı ödünç alabilir miyim?
- Would you mind if I borrowed your car?
O, yıllar önce ondan kitabı ödünç aldı ve onu henüz iade etmedi.
- She borrowed the book from him many years ago and hasn't yet returned it.
Banka ona 500 dolar ödünç verdi.
- The bank lent her 500 dollars.
Tom ve Paula'ya kameramı ödünç verdim.
- I lent Tom and Paula my camera.
bir şeyi ödünç vermek.
Tom Mary'den ona biraz para ödünç vermesini istedi.
- Tom wanted Mary to loan him some money.
Bana sözlüğünü ödünç ver, lütfen.
- Please loan me your dictionary.