War compelled soldiers to go to the front.
- Savaş askerleri cepheye gitmeye zorladı.
The soldiers started their attack.
- Askerler saldırısına başladı.
Lincoln said troops were needed.
- Lincoln, askerlerin gerekli olduğunu söyledi.
The arrival of the troops led to more violence.
- Askerlerin gelişi daha fazla şiddete yol açtı.
Soldiers go on patrol in a military vehicle.
- Askerler askeri bir araçta devriye giderler.
Soldiers currently in theatre will not be made redundant.
- Şu an tiyatrodaki askerler ihtiyaç fazlası yapılmayacaklar.
Many soldiers suffered terrible wounds in the battle.
- Birçok asker savaşta kötü yaralardan acı çekti.
The troops easily put down the rebellion.
- Askerler isyanı kolayca bastırdı.
Lincoln said troops were needed.
- Lincoln, askerlerin gerekli olduğunu söyledi.
I had my military service in Ankara.
- Askerlik görevimi Ankara'da yaptım.
I did my military service in Ankara.
- Askerliğimi Ankara'da yaptım.
Senator Tom Jackson was opposed to conscription.
- Senatör Tom Jackson zorunlu askerliğe karşı çıktı.
A change of opinions is almost unknown in an elderly military man.
- Yaşlı bir askeri adamda bir görüş değişikliği neredeyse bilinmiyor.
Do you know the name of the most successful military man from this area?
- Bu civardaki en başarılı askerin adını biliyor musun?
He had heard that war had started, but it didn't sink in for a long time until his father was drafted into the army.
- Savaşın başladığını duymuştu fakat savaş babası askere alınıncaya kadar anlaşılmadı.
The art of modern warfare does not necessarily require soldiers to be armed to the teeth to be effective as combatants.
- Modern savaş sanatı dövüşçüler gibi etkili olmak için tepeden tırnağa silahlandırılacak askerleri muhakkak gerektirmez.
The arrival of the troops led to more violence.
- Askerlerin gelişi daha fazla şiddete yol açtı.
Lincoln said troops were needed.
- Lincoln, askerlerin gerekli olduğunu söyledi.
The soldiers were regarded as cannon fodder.
- Askerler ölmeye giden askerler olarak kabul edildi.