I cannot accept this gift.
- Bu armağanı kabul edemem.
Yesterday is history, tomorrow is a mystery, but today is a gift. That is why it is called the present.
- Dün artık mazi oldu. Yarın ise muamma. Bugün ise avuçlarımızın içinde bize sunulmuş bir armağandır.
Few things can compare to the joy on your child's face as they open their Christmas presents.
- Noel armağanlarını açarken çocuğunuzun yüzündeki sevinç ile kıyaslayabilecek çok az şey vardır.
I don't want a present, Dad. I just want you to come home.
- Baba, armağan istemiyorum, sadece eve gelmeni istiyorum.
We spent too much for Christmas presents this year.
- Bu yıl Noel armağanları için çok fazla harcadık.
Few things can compare to the joy on your child's face as they open their Christmas presents.
- Noel armağanlarını açarken çocuğunuzun yüzündeki sevinç ile kıyaslayabilecek çok az şey vardır.
A kiss is one of life's most precious gifts.
- Bir öpücük yaşamın en değerli armağanlarından biridir.