The bridge suddenly gave way.
- Köprü ansızın yıkıldı.
When did I realize I was God? Well, I was praying and I suddenly realized I was talking to myself.
- Tanrı olduğumu ne zaman fark ettim? Güzel, ben dua ediyordum ve ansızın kendi kendime konuştuğumu fark ettim.
He unexpectedly called you stupid.
- O ansızın sana aptal dedi.
Since my brother died suddenly two years ago, my sister-in-law has valiantly kept going the small jewellery store he left her.
- İki yıl önce kardeşimin ansızın ölmesinden beri, yengem onun kendisine bıraktığı küçük mücevher dükkanına gitmeye devam etti.
The cat was strutting around the yard, when it suddenly ran into the house.
- kedi ipin üzerinde kasılarak yürüyordu, ansızın evin içine koştu.
Sami popped in to see how Layla was doing.
- Sami, Leyla'nın nasıl olduğunu görmek için ansızın girdi.