an indefinite large number of

listen to the pronunciation of an indefinite large number of
Englisch - Türkisch

Definition von an indefinite large number of im Englisch Türkisch wörterbuch

many
birçok

John birçok şişe şarap içti. - John drank many bottles of wine.

Ek olarak yaşlılar birbirleriyle sosyalleşebilsin ve Amerikan hayatının aktif üyeleri olarak kalabilsinler diye birçok topluluk kurulmuştur. - In addition many groups have been formed so that the elderly can socialize with one another and remain active participants in American life.

many
çok

Kaza çok fazla ölüme neden oldu. - The accident has caused many deaths.

Politik dünyada pek çok düşmanı var. - He has many enemies in the political world.

many
{i} bir çoğu

Takuboku'nun şiirlerini bir çoğunu ezbere öğrendim. - I learned many of Takuboku's poems by heart.

many
{s} bir yığın

O bir yığın dil konuşmaz. - She does not speak many languages.

Gemide bir yığın fare var. - There are many rats on the ship.

many
a good many birçok
many
{s} bir hayli

O, bu sabah bir hayli mektup aldı. - He received a good many letters this morning.

Akvaryumda bir hayli nadir balık var. - There are many rare fish at the aquarium.

many
çoğu zaman

Bu kabilenin atasal ayinlerinin çoğu zamanla kaybedilmiştir. - Many of the ancestral rites of this tribe have been lost over time.

many
a great many pek çok
many
many a time çok kere
many
rengarenk
many
kanşık
many
sürüsüne bereket
many
{i} birçoğu

Birçoğu sömürgeciliğin egemenliği altında uzun bir süre baskı ve sefaletten çekmiştir. - Many have suffered oppression and misery for a long period of time under the rule of colonialism.

Onların birçoğu acıydı. - Many of them were bitter.

many
kaç

Kaç tane çocuğun var? - How many children do you have?

O otobüs günde kaç kez çalışır? - How many times a day does that bus run?

many
çoğu

Çoğu hastalık yoksulluktan sonuçlanır. - Many diseases result from poverty.

İşçilerin çoğu açlıktan öldüler. - Many of the workers died of hunger.

many
adl

Tom adlı kaç tane çocuk, sizin sınıfınızdadır? - How many kids named Tom are in your class?

Tom adlı kaç kişiyi tanıyorsun? - How many people do you know named Tom?

Englisch - Englisch
many
an indefinite large number of

    Silbentrennung

    an in·de·fi·nite large num·ber of

    Türkische aussprache

    ın îndefınıt lärc nʌmbır ıv

    Aussprache

    /ən ənˈdefənət ˈlärʤ ˈnəmbər əv/ /ən ɪnˈdɛfənət ˈlɑːrʤ ˈnʌmbɜr əv/
Favoriten