O, beni asistanı yaptı.
- He made me his assistant.
O, asistanına oldukça fazla güvenir.
- He trusts his assistant quite a lot.
Onun şimdiki yardımcısı Bayan Nokami'dir.
- His present assistant is Miss Nokami.
Kendisi bir arkeolog'un yardımcısıdır.
- He is an archeologist's assistant.
Diktatörün tüm yardımcıları ile ilgili mutlak sadakatı vardı.
- The dictator had the absolute loyalty of all his aides.
Biz ona parayla yardımcı olduk.
- We aided him with money.
Eşimin elleri tezgahtarınkinden biraz daha küçük.
- My wife's hands are slightly smaller than the shop assistant's.
Yaşlı insanlar tezgâhtar tarafından kandırıldı.
- Old people were tricked by the shop assistant.
... Think about a really smart assistant doing all those ...
... to serve as my digital aid and assistant. ...