an applicant who might be suitable

listen to the pronunciation of an applicant who might be suitable
Englisch - Türkisch

Definition von an applicant who might be suitable im Englisch Türkisch wörterbuch

possible
olabilir

Onun için mümkün olabilir fakat ben testi asla geçemezdim. - For him it may be possible, but I'd never pass the test.

O nasıl mümkün olabilir? - How is that possible?

possible
mümkün

Hepimiz mümkün olduğu kadar uzun yaşamak istiyoruz. - All of us want to live as long as possible.

Onun yalan söylüyor olması mümkündür. - It is possible that he is telling a lie.

possible
olanaklı

Böyle yüksek bir hızda yolculuk etmek olanaklı mı? - Is it possible to travel at such a high speed?

Biraz yardım almadan bunu başarmanın olanaklı olduğunu sanmıyorum. - I don't think it's possible to do this without some help.

possible
muhtemel

Onun, o çocukken buraya gelmiş olması muhtemel. - It is possible that he came here when he was a child.

Tom'un gelememesi muhtemel. - It's possible Tom might not come.

possible
olası

Almanya olası bir açlıkla yüz yüze kaldı. - Germany faced possible starvation.

Bu mümkün, ama olası değildir. - It's possible, but not probable.

possible
olurlu
possible
akla yatkın
possible
rekor [spor.]
possible
(sıfat) olası, mümkün, olanaklı, akla uygun, makul
possible
muhtemel/mümkün
possible
{s} makul

Bunun tek bir makul açıklaması var. - There's only one possible explanation.

Diğer makul açıklamanın olmadığını anlıyorum. - I see no other possible explanation.

possible
mümkündür ki
possible
ihtimal

Bu mümkün ama son derece düşük ihtimal. - That's possible but highly unlikely.

possible
{s} mümkün, olabilir, imkân dahilinde
possible
(Askeri) MUHTEMEL: Beyanı etkileyecek bazı emarelerin mevcut bulunduğu koşullar altında yapılmış bir beyanı nitelemekte kullanılan bir terim. Bu emare, ifadeyi garanti etmek için yeterlidir, ancak doğru olarak varsaymak için yeterli değildir. Ayrıca bakınız: "probable"
possible
possiblybelki
possible
imkân

Tom imkansızı mümkün hale getirmeye çalışıyor. - Tom's trying to make the impossible possible.

algılama olmadan yaratmak imkansızdır. - It is not possible to conceive without perceiving.

possible
mümkün olan şey
Englisch - Englisch
possible
an applicant who might be suitable

    Silbentrennung

    an ap·pli·cant who might be sui·ta·ble

    Türkische aussprache

    ın äplîkınt hu mayt bi sutıbıl

    Aussprache

    /ən ˈapləkənt ˈho͞o ˈmīt bē ˈso͞otəbəl/ /ən ˈæplɪkənt ˈhuː ˈmaɪt biː ˈsuːtəbəl/
Favoriten