O nasıl mümkün olabilir?
- How is that possible?
Bu nasıl mümkün olabilir?
- How is this possible?
İçme suyunda klor, kurşun ya da benzer kirletici madde bulunması mümkün.
- It's possible that the drinking water has chlorine, lead, or similar contaminants in it.
Onun yalan söylüyor olması mümkündür.
- It is possible that he is telling a lie.
Herkesi memnun etmek olanaklı değildir.
- It's not possible to please everyone.
Böyle yüksek bir hızda yolculuk etmek olanaklı mı?
- Is it possible to travel at such a high speed?
Onun, o çocukken buraya gelmiş olması muhtemel.
- It is possible that he came here when he was a child.
Bugün Tom'un, toplantıya katılmayacağı muhtemeldir.
- It's possible Tom won't attend the meeting today.
Olası yan etkiler arasında bulanık görme ve nefes darlığı bulunmaktadır.
- Possible side effects include blurred vision and shortness of breath.
Bu mümkün, ama olası değildir.
- It's possible, but not probable.
Bunun tek bir makul açıklaması var.
- There's only one possible explanation.
Diğer makul açıklamanın olmadığını anlıyorum.
- I see no other possible explanation.
Bu mümkün ama son derece düşük ihtimal.
- That's possible but highly unlikely.
Çocuğun nehri yüzerek geçmesi imkansızdı.
- It wasn't possible for the boy to swim across the river.
algılama olmadan yaratmak imkansızdır.
- It is not possible to conceive without perceiving.