Tom odalarından birini bir üniversite öğrencisine kiralayarak ekstra para kazandı.
 - Tom made some extra money by renting one of his rooms to a college student.
Vücut ekstra kaloriyi yağa dönüştürür.
 - The body converts extra calories into fat.
Ayrı bir servis ücreti tahsil edilecektir.
 - The service charge is extra.
Ayrıca bu biraz ekstra yapmak için bir yoldur.
 - It's a way to make a little extra on the side.
Tom fevkalade mutlu hissetti.
 - Tom felt extraordinarily happy.
Onların fazladan bir yatağı var.
 - They have an extra bed.
Tom başıma fazladan iş çıkarıyor.
 - Tom causes me a lot of extra work.
Fazladan bir on dolara ihtiyacımız olacak.
 - We'll need an extra ten dollars.
Onların fazladan bir yatağı var.
 - They have an extra bed.
Tom'un olağanüstü dereceleri var.
 - Tom got extraordinary grades.
Tom ve Mary'nin olağanüstü mutlu bir evlilikleri var.
 - Tom and Mary have an extraordinarily happy marriage.